Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Türkiye’deki yatırımları, büyük kısmı özel dalda olmak üzere, 18 milyar euro düzeyinde bulunuyor.

Kurumun Bölgesel Ekonomik Görünüm raporunda, Bankanın dahil faaliyet gösterdiği bölgelerde bu yıl büyümenin ortalama yüzde 2,4’e düşeceği öngörüldü.

Ancak EBRD Türkiye iktisadı için 2023’e yönelik büyüme öngörüsünü ise yeni uygulamaya konan ortodoks siyasetlerine geri dönüşün olumlu bir sinyal olarak görüldüğü gerekçesiyle yüzde 3,5’e yükseltti.

Bankanın Türk iktisadı için mayısta bu yıla ait açıkladığı yüzde 2,5’lik büyüme varsayımı ise yüzde 3,5’e yükseltildi.

Türkiye’nin notu birinci yarıdaki güçlü büyümeden geldi

Yukarı taraflı revizyonun, seçim öncesi mali canlanmanın tesiriyle yılın birinci yarısındaki güçlü büyümeyi yansıttığı aktarılan raporda, Türkiye iktisadının 2024’te yüzde 3 büyüyeceği öngörüldü.

“Döviz rezervleri arttı lakin mütevazı kalmaya devam ediyor”

Raporda, beklenen büyüme performansına karşı kısa vadeli dış borcun 200 milyar doları aşması ve cari açığın 60 milyar dolar düzeyinde seyretmesi nedeniyle dış finansman dengesizliklerinin devam ettiği kaydedilirken, döviz rezervlerinin arttığı lakin mütevazı kalmaya devam ettiği tabir edildi.

“Yeni iktisat siyasetlerine olumlu geri dönüş var”

Türkiye’e Cumhurbaşkanlığı seçiminin akabinde uygulamaya konan yeni iktisat siyasetlerine geri dönüşün olumlu bir sinyal olarak görüldüğü raporda, Mart 2024’teki lokal seçimlerin değerli bir etken olacağı belirtildi.

Güçlü bir büyüme performansında yavaşlama

EBRD ekonomistleri Türkiye’nin son yıllarda nispeten güçlü bir büyüme performansı sergilediğini fakat yavaşlama görüldüğünü tabir ederken, raporda Türkiye iktisadının büyümesinin 2023’ün birinci yarısında geçen yılın birebir periyodundaki yüzde 5,6’dan yüzde 3,9’a gerilediği kaydedildi.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

Küresel iktisat içinde dezavantajlı olan bahisler ve hakikat yatırım halinin ne olacağına dair açıklama yapan Jim Rogers, tüketicilerin borçlarından kurtulmalarını öneriyor.

Uluslararası piyasalarda “yatırım gurusu” olarak tanınan ABD’li yatırımcı ve finans uzmanı Rogers, yaptığı değerlendirmede Türkiye’yi “dünyada ticaretin çok düzgün yapılabileceği bir yer” olarak tanımladı.

Rogers, bu yüzden birçok ülkeye kıyasla Türkiye’ye ait daha optimist durumda olduğunu belirtti.

Rogers, gelişmiş ekonomilerdeki yüksek borç düzeyleri nedeniyle global bir borç krizinin yakın olduğunu belirterek, “Türkiye’nin hala hayranıyım. Dünyada ticaretin çok yeterli yapılabileceği bir yerdesiniz. Bu yüzden birçok ülkeye kıyasla Türkiye’ye ait daha optimist durumdayım.” dedi.

“Bir global krizde Türkiye, ABD’den daha işi durumda olacak”

Rogers, muhtemel bir global krizde ABD’nin Türkiye’den çok daha güç durumda olacağını söyledi.

ABD’deki yüksek kamu borçlanmasını işaret etti

Finans piyasalarındaki öngörüleri nedeniyle yakından takip edilen 81 yaşındaki finans uzmanı Rogers, yaptığı açıklamada, ABD’deki yüksek kamu borçlanmasına işaret ederek, önümüzdeki 1-2 yıl içinde önemli meseleler yaşayacaklarını düşündüklerini söz ederek şöyle konuştu:

Biliyorsunuz, 2008’de çok fazla borç yüzünden büyük bir sorun yaşadık. 2009’dan bu yana borç çabucak her yerde büyük ölçüde artış kaydetti. Bu yüzden önümüzdeki 1-2 yıl içinde hayatım boyunca karşılaşabileceğim en makus ekonomik meseleyle karşılaşacağımızı düşünüyorum.

“Türkiye’nin hala hayranıyım”

Türkiye iktisadı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Rogers’in değerlendirmesi şöyle:

Türkiye’nin hala hayranıyım. Hükümetiniz para ünitesinin bir pahası olduğunun yahut bir bedeli olması gerektiğinin farkında. (Sonuçta) Türkiye için uygun olacak. Dünyada ticaretin çok güzel yapılabileceği bir yerdesiniz. Bu yüzden birçok ülkeye kıyasla Türkiye’ye ait daha optimist durumdayım.

“Enflasyonla birlikte yaşayamayız”

Jim Rogers, gelişmekte olan iktisatların muhtemel bir global finans krizine karşı daha güzel durumda olduğunu belirterek, “(Olası global finans krizinde) Gelişmekte olan ekonomilerde, Batı (ekonomileri) kadar tesir görülmeyecek. Gelişmekte olan piyasalar; ABD, Japonya ve kimi öbür ülkeler kadar ziyan görmeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.

“Gelişmiş ülkeler para basarak enflasyon ortamı yaratıyor”

Gelişmiş iktisatların para basmaya devam ederek mevcut yüksek enflasyon ortamı yarattığını, enflasyonun düşürülmesi konusunda bir şeyler yapılması gerektiğini aktaran Rogers, “Enflasyonla birlikte yaşayamayız.” dedi.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeler kümesinin kendi para ünitesini oluşturmak istemesine ait değerlendirmede bulunan Rogers, dünyanın ABD doları ile rekabet edecek bir şeye gereksinimi olduğunu lakin bunun BRICS’ten çıkmayacağını söyledi.

“İngiltere çok önemli problemler yaşayacak”

İngiliz iktisadının son periyotta artan kamu borcuna dikkati çeken Rogers, “Son yıllarda büyük ölçüde kamu borçlanmasına gittiler. Bu yüzden çok önemli meseleler yaşayacaklar.” dedi.

Gelişmiş iktisat hükümetlerinin kripto paraları denetimleri altına almayı hedeflediğini belirterek, merkez bankaları tarafından oluşturulacak kripto para ünitelerinin devletlere ilişkin bir para ünitesi olacağını söyledi.

“Altın ve gümüş en uygun korunma yolları ortasında yer alır”

Yatırımcıların mevcut ekonomik ortamda en âlâ bildikleri alanda yatırım yapmaları gerektiğini aktaran Rogers, şunları kaydetti:

Zor günlerden geçtiğiniz ve paranızın kıymetini kaybettiği vakitlerde altın ve gümüş en yeterli korunma yolları ortasında yer alır.

Kripto parayı önermiyor

Kripto parayı kendinizi muhafazanın bir yolu olarak görmüyorum. Zira birden fazla insan kripto para hakkında bilgi sahibi değil. Herkes altının ne olduğunu bilir. Binlerce yıldır altın tedavülde kalmaya devam ediyor.

“Ticaret savaşları daha da berbata gidecek”

Ünlü yatırımcı Rogers, Batı ekonomilerindeki bozulmanın siyasetçiler tarafından göçmenler ve yabancılar üzerine yıkılmaya çalışıldığını tez ederek, şöyle konuştu:

Bütün hükümetler yabancıları suçlayacak. Hepsi ‘yabancılar yüzünden’ diyecek. Bu yüzden (ekonomik) çekişme daha da kötüleşecektir. Ticaret savaşları daha da berbata gidecektir.

“Çin’de büyük bir konut balonu var”

Çin’de büyük bir konut balonu olduğunu savunan Rogers, global konut balonunda sona gelindiği ikazında bulundu.

“Konut balonu patladığında arkasında kalanları temizlemek vakit alır”

Jim Rogers, “Konut balonu her yerde; Çin, Yeni Zelanda, ABD’nin bir kısmı, birçok ülkede var. Balon patladığında arkasında kalanları temizlemek vakit alır. Bu durum pek çok ülkede sorun yaratacaktır.” diye konuştu.

“Tüketiciler borçlarını azaltmanın yollarını aramalı”

Rogers, mevcut global ekonomik görünümde tüketicilerin, mümkün olduğunca borçlarını azaltmanın yollarını araması gerektiğini söyledi.

“Çiftlik alın”

Herkesin yatırım ortamında son derece dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Rogers, “Eğer alabiliyorsanız ve tarımdan anlıyorsanız kendinize bir çiftlik alın. Borçlarınızı mümkün olduğunca düşük düzeyde tutmaya çalışın.” tekliflerinde bulundu.

Bu ülkelerden biri de Almanya.

Ülkenin ‘Ebedi şansölyesi’ olarak anılan Angela Merkel, 16 yıldır sürdürdüğü başbakanlık vazifesini kendi isteğiyle bıraktıktan sonra yerine Olaf Scholz geldi.

Koalisyon hükümeti başarılı olamadı

Bunun üzerine kurulan koalisyon hükümeti, başarısızlıklarıyla tenkitler almaya başladı.

Eleştirilerin başında ise dünya çapında yaşanan ekonomik darboğaz yer alıyor.

Ekonomi alarm veriyor

Ülkede enflasyon ile beli bükülen halk, iktisadın alarm vermeye başlamasıyla önlem davetlerinde bulunuyor.

Ekonominin yerinde sayması, geleceğe dair umut vaat etmemesine yorumlanıyor.

‘Avrupa’nın hasta adamı’

İngiliz iktisat mecmuası The Economist de Alman iktisadına ait dikkat alımlı bir söz kullandı.

Derginin kapağında Almanya ‘Avrupa’nın hasta adamı’ olarak nitelendirildi.

Not

‘Avrupa’nın hasta adamı’ tabir, ekseriyetle ekonomik zorluklar yaşayan ülkelere atıfta bulunmak için kullanılır.

Ege Üniversitesinin, Türkiye Yüzyılı mottosu ile Cumhuriyetin yeni asrına yönelik düzenlenen ulusal etkinliklerde önemli rol üstlendiğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bölgenin ilk ülkemizin en köklü yükseköğretim kurumlarından birisi olarak, ekonomik bağımsızlığımızın tapu senedi niteliği taşıyan İzmir İktisat Kongresinin 100. yıl dönümü nedeniyle düzenlenecek programda güçlü bir şekilde yer alacağız.  Sunum, bildiri, video gibi içerikler hazırlayarak ülkemizin iktisadi gelişimine ışık tutmaya çalışacağız” dedi.

İzmir İktisat Kongresinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “ İlk kongre, 1923 yılında, bin 135 temsilci ile toplanmış ve ülkemizin politik ve ekonomik bağımsızlığı adına önemli kararlar alınmıştır. İzmir, tarihsel olarak ticaret üzerinden dünya ile kuvvetli bağları olan, tarımsal ve sanayi üretimindeki dinamizmiyle öne çıkan bir liman kenti olduğu için kongrenin İzmir’de gerçekleşmesi tesadüf değildir. Millî mücadeleden askeri zaferle ayrılmış ülkemizin sembolü olan İzmir’de iktisadi zaferin de ilk tohumları atılmak istenmiştir. Millî mücadele ile başlayan uluslaşma sürecinde kongreyi düzenleyen irade, hem kendi ekonomi hedeflerini belirlemeyi hem de savaştan yeni çıkmış olan bir toplumun temsilcilerinin görüşlerini alarak ortak bir yol haritası belirlemeyi amaçlamıştır” diye konuştu.

Cumhuriyetin 100’üncü yılında kongrenin bir paydaşı olmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Budak, “ Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, düzenlenen ilk kongrede ‘Yeni Türkiye’mizi hak ettiği yere ulaştırabilmek için, mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız’ demiştir. Bugün de ülkemizin yeni yüzyılında önceliğimiz, ekonomimiz olmalıdır. İlk kongrede alınan kararlar, bağımsız ve milli bir ekonomi kurma ve serbest girişimcilerin devlet eliyle teşvikine dayalı bir perspektifi öne çıkarmaktadır. Bu kararların,  bugün, devletimizin uyguladığı yerli ve milli ekonomi politikasıyla son derece örtüştüğü görülmektedir. Unutulmamalıdır ki; tam bağımsızlık için milli egemenlik ve ekonomik egemenlik birlikte pekiştirilmelidir. Bu vesile ile Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında gerçekleştirilecek olan ve bu nedenle anlamı çok daha büyük olan İzmir İktisat Kongresinin kentimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altı siyasi partinin genel liderlerinin dünkü toplantısı 7 5 saat ile şimdiye kadar yapılan en uzun görüşme oldu Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu nun mesken sahipliğindeki akşam istanbul Travesti yemeğinde CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu buluştu

Görüşmenin sonunda ortak komitelerin çalışmalarına ait bilgi veren iki sayfalık basın açıklamasının yanı sıra yeniden iki sayfadan ve 10 unsurdan oluşan Temel Unsurlar ve Amaçlar bildirisi yayımlandı

Ancak gelinen noktada altılı masaya Halkta yeteri kadar heyecan yaratamadıkları acil sıkıntılara tahliller getirmedikleri üzere birtakım tenkitler yükseliyor

HDP Eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da bu tenkitlere katılan isimlerden Demirtaş bir medya kurumunda kaleme aldığı yazısında Henüz derli toplu biçimde bir ortada duracak ve ortak bir telaffuz üretip ortak bir sloganda ‘Voltran’ı oluşturamadıkları için aslında hiçbir şey söylemiyorlar O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakafoni formunda söylüyorlar ki sonuçta hiçbir şey söyleyememiş oluyorlar yorumu yapıyor

DP Cumhur İttifakı 10 değil birkaç unsurda uzlaşabilir mi

Peki altılı masayı ya da yeni ismiyle Türkiye Masası nı oluşturan altı farklı partinin her hususta uzlaşması kolay mı Ya da bu gerçekçi bir beklenti mi

Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel DW Türkçe ye değerlendirmesinde Pazar akşamı başkanların altına imza attığı unsurlar bildirisinin daha evvelki güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakat metni kadar kıymetli olduğunu söylüyor Yücel altı partinin bu 10 prensipte uzlaşmasının zorluğunu ise şu sözlerle anlatıyor

Altı farklı tabandan gelmiş altı farklı alandan beslenmiş siyasi parti çok değerli 10 unsur üstünde uzlaştı Birebir 10 maddeyi Cumhur İttifakı nı oluşturan partilere sorsak bu bildirinin birkaç başlığında bile sanki uzlaşabilir mi

Partilerin uzlaşmaya vardığı husus başlıkları şöyle Kuvvetler Ayrılığı Prensibine Dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Özgürlükçü Kamu Sistemi Her Tıp Ayrımcılığa Son Verecek Çoğulcu İştirakçi ve Özgürlükçü Demokrasi Fikir Tabir ve Basın Özgürlüğü Din ve Vicdan Özgürlüğü Toplumsal Barış ve Tarafsız Bağımsız Yargı Önünde Hesap Verebilirlik Toplumsal Devlet ve Gelir Adaleti Üretim ve İstihdam Odaklı İktisat Siyasi Etik Islahatı Faal ve Prestijli Dış Siyaset

Uslu Bildiri ismi konulmamış ittifak protokolüdür

DW Türkçe ye konuşan Siyasal İrtibat Uzmanı İbrahim Uslu ise muhalefete yönelik tenkitleri çok gerçekçi bulmuyor

Açıklanan unsurlar metninin aslında ismi konulmamış bir İttifak protokolü olduğunu ve bu nedenle değerli bulduğunu belirten Uslu altılı masa kapsamında iktisat seçim güvenliği ve öbür kimi alanlarda kurullar kurulduğunu hatırlatarak bunların tahminen bu evrede heyecan yaratmadığını lakin yakında çalışma sonuçlarının açıklanacağını söylüyor

Bu ortada dün gece yayımlanan ortak açıklama ile seçim güvenliği kurulunun çalışma sonuçlarını 6 Haziran da kurumsal ıslahatlar komitesinin ise 13 Haziran da açıklaması karara bağlandı

Uslu ittifak şimdi tam kurulmadan somut sıkıntılara tahlil getirilmesini beklememek gerektiğini de söyleyerek Seçim beyannamesinde görebileceğimiz şeyi toplantı sonundaki basın bülteninde arıyoruz ve bulamayınca da hayal kırıklığı yaşıyoruz Halbuki mesela Cumhur İttifakı da seçim beyannamesi açıkladı mı Somut tahliller seçim beyannamesinde olur yorumu yapıyor

Tüm ülkelerde iktisat programı dahil bütün vaatlerin seçim beyannamesinde açıklandığını belirten Uslu Ortada şimdi seçim yokken seçim beyannamesi görmek isteyenler var Ben bunu biraz yadırgıyorum açıkçası Bu yalnızca muhalefet için de değil Cumhur İttifakı için de geçerli diyor

Yıldırım Bir nevi seçim öncesi koalisyon metni

Siyaset bilimcilere nazaran altılı masanın dünkü toplantısının sonunda yayımlanan bildiri ile yeni kimi adımlar atılmış durumda lakin buna karşın halkta somut karşılığı olan bahisler üzerinde daha çok odaklanılmalı

Bildiriyi DW ye pahalandıran Siyaset Bilimci Deniz Yıldırım muhalefetin parlamentoda anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşma üzere bir maksat ile çıtayı birinci başta yükseğe koyduğunu söyleyerek kelamlarını şöyle sürdürüyor

Baştan çıtanın bu kadar yükseğe konulması yerine daha temel halkın sıkıntılarına dokunan bir siyasal içerikle kurulması gerektiğini uzun müddettir belirtmeye çalışıyorum Yani anayasa tartışmasını değersiz bulduğum için değil ama halkın gündemi ile anayasa gündemini buluşturacak bir politik lisan ve stratejinin muhalefet partilerince tutturulamadığını düşünüyorum

Yıldırım son kamuoyu araştırmalarında ekonomik meselelerin nedeni olarak çok büyük oranda iktidarın göründüğünü fakat bu sıkıntıları kimin çözeceğinde tıpkı oranda bir mutabakat bulunmadığına da işaret ederek şunları lisana getiriyor

Yani muhalefet ‘sorunlar iktidardan kaynaklanıyor’ diyenlerin oranında bir oranla ‘muhalefet bu ekonomik sıkıntıları çözer’ dedirtemiyor Bu da bize iktidarın yaptıklarının karşısında problemleri çözecek bir muhalefet imajının hala oluşmadığını gösteriyor

Yıldırım bununla birlikte partilerin imza attığı bildiriyi kendi içinde yeni bir basamak olarak gördüğünü söz ederek Bildiri ile birlikte yalnızca anayasa değişikliği değil ayrıyeten çabucak hemen her alana dair bir çeşit hükümet programı üzere temel minimum uzlaşısı ortaya çıkmış diyor Yıldırım ayrıyeten bildiriyi bir nevi seçim öncesi koalisyon metni üzere gördüğünü de kelamlarına ekliyor

Seçim iktisadı riski hala masada

Bu ortada muhalefetin hazırlıklarını hızlandırması gerektiğini düşünenler de mevcut

Siyaset Bilimci Onur Alp Yılmaz altı partinin artık güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin nasıl olacağına ait daha somut konuşması gerektiğini belirterek ivedilikle yapılması gereken şeyin ise partilerin 100 200 300 günlük programlarının açıklanması olduğunu savunuyor

Yılmaz altılı masanın neden daha süratli olması gerektiğine ait görüşünü şöyle aktarıyor

Muhalefet iktidardan evvel toplumu ikna etmeyi başaramazsa seçim iktisadı vasıtasıyla beşerler tek bir önderin varlığını altılı ve minimum müştereklerde uzlaşamamış bir mutabakata tercih edebilir Bu risk hala masada

Mesela iktisat ve işsizlik üzere acil tahlil bekleyen hususlarda tahliller sunulması gerektiğini kaydeden Yılmaz AKP nin yol açtığı derin yoksulluk ağından toplumu çıkartacak somut bir siyaset ortaya konulmasının beklendiğini vurguluyor

Güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmaları bir siyaset bilimci olarak bana bir şey söz eder Lakin öbür taraftan bu toplum bir siyaset bilimci değil diyen Yılmaz insanların ekonomik kriz içinde ve taneyle meyve zerzevat alırken sistem tartışmasının çok manalı olmadığını vurguluyor

Bu ortada altı muhalefet partisi seçim sonuçları Yüksek Seçim Heyeti YSK tarafından ilan edilip katılaşana kadar ortak çalışmaya ve iş birliğine devam edeceklerini de bildirdi

Öztrak Sarayın kibirlisi diye hitap ettiği Erdoğan ın misyona geldiği 2002’den bu yana toplam 2 trilyon 504 milyar dolar vergi topladığını yurt içi ve yurt dışından 131 milyar dolar borçlandığını Escort belirterek Milletin 63 milyar dolarlık malını mülkünü sattı Toplam 2 trilyon 697 milyar dolar para toplayıp harcadı 20 yılda kendinden evvelki 57 hükümetin 79 yılda kullandığı kaynağın 4 katını kullandı Evvelki hükümetler kullandığı her 100 dolarlık kaynakla 714 dolar gelir yarattı Saray Hükümetleri her 100 dolarlık kaynakla 533 dolar gelir yaratabildi Kaynaklar israfa şatafata gitti suçlamasında bulundu

AKP’nin 2023 yılı için 2011’de lisana getirdiği vaatleri hatırlatan CHP sözcüsü 2011 de çıktılar 2023 te Türkiye yi en büyük 10 iktisat ortasına sokacağız’ diye kelam verdiler 2023’te ulusal gelir 2 trilyon dolar Fert başına gelir 25 bin dolar İhracat 500 milyar dolar İşsizlik yüzde 5 olacak’ diye kelam verdiler Bunları Kalkınma Planlarına yazıp resmi amaç haline getirdiler 2023 e artık sayılı gün kaldı Bırakın dünyada birinci 10 iktisattan biri olmayı 1990 yılında en büyük 20 iktisat ortasına giren 1999 da G20 üyesi olan Türkiye yi en büyük 20 iktisat ortasından düşme noktasına getirdiler tenkidinde bulundu

Öztrak AKP’nin 2 trilyon dolar olarak vaat ettiği ulusal gelirin 1 trilyon doları bile göremediğini kişi başına 25 bin dolarlık gelirde 15 bin dolara bile ulaşılamadığını belirterek Türkiye’nin yalnızca iktisatta yer kaybetmekle kalmayıp hukuktan demokrasiye üçüncü dünya düzeyine indirildiğini son dört yılda Hukukun Üstünlüğü Endeksi nde 8 Yolsuzluk Algı Endeksi nde 18 Dünya Memnunluk Endeksi nde 38 sıra birden gerilediğini kaydetti

CHP sözcüsü Ama Saraya heba ettiği 20 yıl yetmemiş Artık utanmadan sıkılmadan 100 yıl masalları anlatıyor Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Milletimiz sizin ne olduğunuzu gördü Notunuzu verdi Tasdiknamenizi elinize vermek sizi meskeninize göndermek için artık sandığa gün sayıyor tabirlerini kullandı

Yeneroğlu Propaganda ile milleti avutma çabası

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu da Erdoğan ı propaganda yapmakla suçladı

Yeneroğlu Devlet gücüyle zorbalık yapıp vatandaşını yoksulluğa mahkum etmekle Türkiye Yüzyılı olmaz Propaganda ile milleti avutma uğraşını bırakın da ülkemizin acı gerçekleriyle yüzleşin reaksiyonunu gösterdi

DW BK HT

Kabine toplantısının akabinde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kredi takviye paketinin içeriğine dair şu bilgileri verdi:

“Esnafımız için Halkbank vasıtasıyla 60 ay vadeyle ve yüzde 7,5 faiz oranıyla istifade edebilecekleri 100 milyar liralık bir kredi kampanyası başlatıyoruz. Kredi üst limitlerini 350 bin liradan 500 bin liraya, iş yeri edindirme ve taşıt kredisi limitlerini de 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Genç girişimcilerimizin sıfır faizli kredi limitini 100 bin liradan 300 bin liraya yükseltirken, yaş hududunu da 30’dan 35’e çıkartıyoruz. Halkbank’tan kredi kullanıp da takibe düşen esnaflarımıza 6 aya kadar geri ödemesiz, 36 aya kadar vadeli yüzde 4 faizli krediyle borcunu tasfiye imkanı sağlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kent dışında okuyan üniversite öğrencilerine de ulaşım takviyesi verileceğini açıkladı. Erdoğan, “Ailelerinin yaşadığı kentlerden uzak yerlerde eğitim-öğretim gören öğrencilerimize, okullarına gidiş ve dönüşleri için ulaşım takviyesi sağlayacağız. Yılda iki kez verilecek bu dayanak sayesinde, yaklaşık 150 bin öğrencimizin ailelerinin yanına, onlara rastgele bir yük getirmeden gidip gelebilmesini temin etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Erdoğan’ın açıklamalarının akabinde Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Girişimcilerimizin, esnafımızın düşük maliyetli krediye ulaşmasının üretimi ve ihracatı artıracağını, ekonomik büyümeyi sürdürülebilir hale getireceğini ve refah düzeyimizi yükselteceğini biliyoruz. Bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz” dedi.

Nebati, “Bu ülke, esnaf kültürünün temelleri üzerinde yükselen, teşebbüsçü yapısını her vakit koruyacak. Esnafımıza dayanağımız her daim sürdü ve her daim sürecek. İktisat siyasetimizin temelini ‘üretim’ oluşturuyor. Bu memleket için üreteni desteklemek temel hedefimizdir” diye ekledi.

TESK Lideri’nden teşekkür

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Lideri Bendevi Palandöken, alınan karardan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti.

Palandöken, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Kabine toplanlantısı sonrası Cumhurbaşkanımız Sn @RTErdogan tarafından açıklanan, esnaf ve sanatkarlarımız ile genç teşebbüsçüler için kredi üst limitlerinin yükseltilmesi ve yeni kredi kampanyası başlatılması topluluğumuz ismine sevindirici. Bu karar için Sn. Cumhurbaşkanımıza 2 milyonu aşkın esnaf ve sanatkarlar topluluğumuz ismine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Ekonomist Oğuz Demir, açıklanan krediye mevcut ekonomik koşullarda esnaf tarafından büyük ilgi gösterileceğini belirtti.

“Enflasyon %80’lerin üzerinde ve süratli bir düşüşü olmayacak. %7,5 faizli 100 milyar TL’lik kredi paketini bugünkü kurallarda esnaf 2 saatte tüketir. O kadar söyleyeyim” diye tweet atan Demir, “Bu yeni paketle bir esnaf, 5 yıl vadeyle %7,5 yıllık faizle 500.000 TL krediyi çekebilirse aylık 10.000 TL civarı bir ödeme yapacak. Ödeyeceği toplam faiz 100.000 TL civarı. Mevcut ortamda kim istemez bu türlü krediyi?” tabirini kullandı.

Demir akabinde da “Öğrencisi yol parasına muhtaç, esnafı krediye… Çiftçisinin takviyesi yetmiyor, emeklisi açlık sonunun yarısında bir fiyatla çalışıyor. Milyonlarca çalışanının fiyatı taban fiyatta. Müjde veriyorlar.. Ne güzel!” tenkidinde bulundu.

Ekonomist Güldem Atabay da Bakan Nebati’nin açıklanan kredi kampanyasının gayesiyle ilgili kelamlarını eleştirdi:

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ise açıklanan kredi kampanyasına “Esnaf faizli kredi değil hibe istiyor! Kiradaki, elektrikteki, doğalgazdaki fiyat artışlarının durmasını istiyor! Parayı basıp ucuz kredi vermek bir imzalık iş! Esnafın maliyetlerini indirebiliyor musunuz? ondan haber verin! Enflasyon sarmalı içinde kredi 1 aylık rahatlıktır!” kelamlarıyla reaksiyon gösterdi.

“Böyle bir vaadi gördüğüme kahroluyorum”

DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, hükümetin üniversite öğrencilerine yönelik ulaşım takviyesi vaadini eleştirdi. Babacan, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Böyle bir vaadi gördüğüme kahroluyorum. Çok değil 7-8 sene önce yurtdışına eğitime gidecek gençlere dayanağı konuşuyorduk. Artık kentler ortası ulaşım için dayanak vermeyi gururla müjdeliyor Cumhurbaşkanı… Bu ülkenin evlatları bunu hak etmiyor” dedi.

CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel ise hükümetin CHP’nin projesini “kopyaladığını” tez etti. Özel, “Erdoğan bayramda Gençlik Kollarımız ile @tulovvakfi’nın işbirliğiyle yaptığı projeyi kopyalamış. Gençlerimizle gurur duyuyoruz. Erdoğan’a da teşekkür ediyoruz, ülkeyi öğrencilerin ailelerini ziyarete bile gidemediği bir ekonomik krize soktuğunu açıkça itiraf ettiği için” diye tweet attı.

DW/CÖ,EC

Ödül komitesi üç ekonomistin bankalar ve mali krizlerle ilgili araştırmalar nedeniyle mükafata layık görüldüğünü açıkladı Açıklamada Bernanke Diamond ve Dybvig’in çalışmalarının bankaların iktisattaki Kültür escort bilhassa de mali krizlerdeki rolünü ve finans piyasalarının nasıl regüle edileceğini daha güzel anlamayı mümkün kıldığı belirtildi Bu çalışmaların bankaların çökmesine mahzur olmanın neden hayati olduğunu ortaya koyduğu belirtildi

On Kültür escort Bayan milyon İsveç kronu Yaklaşık 900 bin dolar fiyatındaki ödül 10 Aralık’ta sahiplerine takdim edilecek

Nobel İktisat Ödülü’nün de açıklanmasıyla 2022’nin tüm Nobel mükafatları sahiplerini bulmuş oldu

Nobel Edebiyat Mükafatı Fransız muharrir Annie Ernaux’ya Nobel Barış Mükafatı ise Belaruslu insan hakları savunucusu Ales Bialiatski Rus insan hakları örgütü Memorial ve Ukrayna Sivil Özgürlükler Merkezi’ne verilmişti Geçen hafta başında Nobel Tıp Ödülü’nü İsveçli evrim araştırmacısı Svante Paabo’nun kazandığı duyurulmuştu Fizik kısmında Fransız Alain Aspect ABD’li John F Clauser ve Avusturyalı Anton Zeilinger kimya kısmında ise ABD’li Carolyn R Bertozzi K Barry Sharpless ve Danimarkalı Morten Meldal Nobel kazanan isimler oldu

AFP Reuters EC CÖ

Yüksek enflasyon oranlarına değinen Erdoğan Türkiye’nin enflasyonu kısa müddette düşürecek kabileyete sahip olduğunu belirtti. Erdoğan, “Enflasyon oranımızın nispeten yüksek düzeylere çıkması kimilerini şaşırtıyor olabilir. Halbuki biz, birebir enflasyonu onları daha da şaşırtacak süratle düşürebilme kabiliyetine de sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık. Ondan sonra da düşürdük. İstihdamımızı tarihimizin en yüksek düzeyine çıkartırken, enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek her türlü önlemi de alıyoruz” diye konuştu.

“Türkiye bu sınamaları uzun müddettir yaşıyor”

Erdoğan, dünyanın salgın ve savaş sonrası periyodun getirdiği yeni sınamaları anlamaya ve ahenk sağlamaya çalıştığı bir sürecte, Türkiye’nin, bu sınamaları hayli uzun bir müddettir yaşadığı için başka ülkelerin önünden gittiğinin söylenebileceğini söz etti.

Özellikle iktisat siyasetleri konusundaki uygulamalarının başta pek çok etraf tarafından “akıntıya karşı kürek çekme derecesinde garipsediğini” söyleyen Erdoğan, “Buna karşılık yaşanan her global kriz bizim yaklaşımımızın ne kadar yanlışsız, geliştirdiğimiz formüllerin ne kadar gerçekçi, uygulamalarımızın ne kadar sağlıklı olduğunu teyit etmiştir” dedi.

“Açıkça itiraf etmek isterim ki ülkemize karşı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir formda uygulanan siyasi ve ekonomik yaptırımlar bizi bu yolu aramaya mecbur bırakmıştır” diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:

“Uzunca bir müddet global ekonomik sistemin kuralları çerçevesinde yürüttüğümüz iktisat siyasetimizi bu tuzaklardan kendimizi kurtarabilmek için ayrıştırdık. Bunu yaparken de asla global ve mahalli gerçeklerden, iktisat teorilerinin önümüze serdiği harika birikimden, asırlık varlıklı deneyimlerden kopmadık. Tam bilakis hepsinden de en üst seviyede istifade ederek kendi özgün iktisat modelimizi oluşturduk.

Ülke iktisadını “faiz, kur, enflasyon kıskacına alıp yerle yeksan etme teşebbüslerine karşı” kendi iktisat programlarını oluşturduklarını söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:

“Ardından iktisat programımızın odağını tekrar belirledik. Artık bir kalıp haline getirdiğimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme modeli üzerinden Türkiye’de bir iktisat modelini oluşturduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada büyüme oranlarının gerilediği hatta resesyonun konuşulduğu bir periyotta ülkemizin rekor büyüme oranlarıyla yoluna devam etmesinin gerisinde bir kıssa vardır.”

“Olumsuzluklarla da karşılaştık”

Ancak bu süreçte aksiliklerle da karşılaştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı, “Döviz kuru operasyonlarının yol açtığı kahırları, alternatif prosedürlerle tahlile kavuşturduk. Dünyadaki klasik üretim ve tedarik kanallarında yaşanan bozulmalara karşı güçlü altyapımızla genç ve güçlü insan kaynağımızla esnek iş yapma modellerimizle öne çıktık” dedi.

Erdoğan 2011 yılında ilan ettikleri “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 iktisadı ortasına çıkarma” kelamını yerine getirmeye adım adım yaklaştıklarını da söyledi.

DW/TY,HT